Hanak adı; Kıpçak/ Kuman Türkleri’ nin KANAK oymağından kalmadır. Oğuz ağzı ile KHANAKH’ dır. Ancak bu isim tarih boyunca KHONAK(q Konak) anlamında kullanılmıştır. Motorlu ulaşım araçlarının icadından önce Posof’ la Ardahan veya Çaldır arasındaki yolculukları her zaman Hanak’ ta konaklamayı gerektirmiştir.
Hanak, Coğrafi konumu gereği tarih boyunca sık sık istila edilerek Beylikler ve İmparatorluklar arasında el değiştirmiştir.
Hanak halkı SAKA (İskit) Türklerinin GAGU adlı hükümdarlar boyuna mensuptur. Günümüzde ise lehçe ve şivelere, giyim kuşama anlatılan Oğuz Destanlarına , Köroğlu Boyları’ na, Dede Korkut Hikayeleri’ ne bakılırsa Hanak’ ta KIRIM- KIPÇAK-KUMAN-TÜRKİSTAN-DAĞISTAN-AZERBAYCAN ve ANADOLU Türklüğü’ nün bir arada yaşadığı açıkça görülür.
Zaten muhtelif yerlerdeki ziyaretler: Harosman ve Vel Mağaraları, Oğuz Dağı Efsanesi, Eski çağ şehir kalıntısı Balvana ( Balyurdu) ve Kırnav Kalesi birer mühür gibi Türk izleri taşımaktadır.
Hanak M.S. 430 yılında İslam fetihleriyle İslamiyeti kabul etmiştir.
Alparslan’ ın doğudaki fetihleriyle Hanak, 1064 yılında Selçuklu İmparatorluğu’ na katılıyor.
1153 Yılında Kıpçak ve Gürcülerin işgaline uğruyor.
1406 Yıllarında Karakoyunlular’ ın yönetimine giriyor.
1467 Yılında Akkoyunlular yönetimi hakim oluyor. Bu dönemde yazlık odaların ön cephesindeki taş oyma- kabartma koçbaşı motifleri, ahır ve mereklerin ( samanlık) üstüne atılan büyük ağaçların koçbaşı adı ile anılması ve kullanılması Karakoyunlu ve Akkoyunlu’ların Hanak’ ta itkin izler bıraktığını göstermektedir.
1502 Yılında Safaviler hakimiyetine giriyor.
1578’ de Kanuni’ nin torunu III. Murat devrinde Serdar Lala Mustafa Paşa komutasında gelen 100 bin kişilik Osmanlı Ordusu tarafından Ardahan, Posof,Ahıska ile birlikte Hanak’ın da Osmanlı İmparatorluğu’na katılması ve uzun süre sulh- sükun içinde kalması.
1828 Yılında İlk Rus işgali,
1855 Yılında ikinci Rus işgali,
1877 - 1878 (98 Harbi) yenilgisinde sonra 3 Mart 1878’ de Yeşilköy Antlaşması ile savaş tazminatı olarak Kars, Ardahan, Batum’ la birlikte Hanak’ ta Rusya’ ya bırakılmıştır.
1915 ve 1917’ da Hanak civarındaki köylerde Ermeniler çocuk, genç, kadın ve yaşlı demeden geniş çaplı bir soykırım yapmışlardır.
30 Ekim 1918’ de Mondros Müterakisi’ nden sonra Ordumuzun geri çekilmesi üzerine Mart 1919’ da Gürcü istilasına uğramıştır.
30 Ekim 1920’ de Kazım KARABEKİR Paşa Kumandasındaki 15.Kolordu’ nun Kars’ı kurtararak Yeni Türkiye’mizin ilk Askeri Zaferini kazanmasından sonra 22 Şubat 1921’ de Gürcistan Cumhuriyetine tarihi haklarımızı içeren bir ültimatom verilmesi, hatta gerekirse Ardahan, Artvin ve Posof’ un savaşla kurtulacağı bildirilmesi üzerine, Bolşevik tehlikesi karşısında bulunan Gürcistan Cumhuriyeti’ nin bir gün içinde olumlu cevap vererek çekilmeyi kabul etmesi üzerine 8. Alaya bağlı müfrezelerimiz fazlaca kan dökülmeden 23 Şubat’ ta Ardahan ve 1 Mart’ ta Hanak ve çevresine girerek halkla kucaklaşmıştır.
Ardahan ilçesine bağlı olan Hanak 1958’ yılında ilçe olmuştur. İlçe olunca Posof ilçesine bağlı olan Damal bucağı 1958 yılında Hanak ilçesine bağlanmıştır. Damal’ ın bağlanmasıyla Hanak ilçesinin Yukarı Hanak ( Atalar Mahallesi) Aşağı Hanak ( Selamverdi Mahallesi) iki mahalle Damal ve Ortakent bucakları ile birlikte 42 birim iken 1992 yılında Ardahan İl olmasıyla Damal Bucağı ilçe oldu. Damal ilçesine 15 köy bağlandı.Müteakiben Damal ilçesine bağlanan Yamçılı, Sulakçayır ve Yünbüken köyleri tekrar Hanak ilçesine bağlanarak, toplam köy sayısı 29’a ulaşıp ayrıca ilçemize bağlı 1 adet Belde Belediyesi mevcuttur.Belde Belediyemiz Ortakent’tir.
Meşe Ardahan adıyla bilinen DOĞU ANADOLU’NUN kuzey doğusunda yer alan Hanak Ardahan’ ın şirin bir ilçesidir. Kuzeyinde Damal İlçesi, güneyinde Ardahan İli, doğusunda Çıldır İlçesi ve batısında Şavşat İlçesi ( Artvin) ile çevrili olup, 500.000km2 yüzölçümlü deniz seviyesinden 1820 metre yüksek Ardahan iline 26 km. uzaklıkta Posof, Damal ve Ardahan arasında köprü vazifesi görmektedir.
Köylerin yolları stabilize olup her köye ulaşım rahatlıkla yapılmaktadır. Tüm köylerimizle haberleşme olanağı mevcuttur. Köylerimizde dahil olmak üzere su sıkıntısı büyük çoğunlukla çözüme kavuşturulmuştur.
Hanak, Ardahan ilinin bir ilçesidir. İlçe toplam nüfusu 10.135; merkezinin nüfusu ise 3.932'dir. Temel ekonomik geçim kaynağı tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Doğudan Gürcistan ve Çıldır, güneyden Ardahan, batıdan Şavşat, kuzeyinden ise Posof ile çevrili oӀan ilçe, denizden 1800 metre yüksekliktedir. Kuzeyden Ilgar Dağı (2915 metre), batıdan ise Cin Dağı (2957 metre)[5] ilçenin en yüksek yeridir. Doğu ve Güney kısımları da iç kısımlara göre yükseklik gösterir.
İlçesinin yüzölçümü 547 km², toplam nüfusu ise, 10.135'dir. 44 köyü vardır. İlçenin güneydoğu köşesinden Kura ırmağı geçer. Bu ırmağa karışan Çaytetik suyu da önemli bir akarsudur.
İlçe, kendi adını taşıyan Hanak Çayı vadisinde kurulmuştur. Şehir kuzeyden güneye doğru vadi boyunca uzanmaktadır. 1958 yılında ilçe haline getirilen Hanak’ta henüz şehircilik görülmediği gibi, bir imar planı da uygulanmamıştır. Posof-Ardahan yolunun geçtiği tek caddesi vardır. Hanak'ta çok sayıda irili ufaklı dere vardır. Ural Dağı eteklerindeki derelerin sularını alarak ilçe merkezinin içinden geçen çay, batıdan Cin Dağı eteklerinden gelen ve yukarı Aydere, Aşağı Aydere, Karakale, Çiçeklidağ, Serinkuyu Çat, Çavdarli, Baştoklu, ve Selamverdi mahallesi ve köylerin sağına ve soluna akarak çayla birleşerek Çıldır hududunda Kür Nehri’ne karışır. Kür nehri, Binbaşak köyü hududlarında Ardahan topraklarını terk ederken yine aynı köy topraklarından Çıldır’a geçer.
1800 rakımlı ilçemizde sert karasal iklim görülmektedir. Kışlar kar yağışlı ve aşırı soğuk, yazlar serin ve yağışlı geçer. En soğuk ay ortalaması (Ocak, -12 derece), en sıcak ay ortalaması ise (Temmuz 17 derece) derecedir. Yıllık sıcaklık ortalaması ise 4 derece civarındadır. Yıllık ortalama 600–700 mm yağış almaktadır.
Soğuklar ilçede ve bütün köylerinde Eylül ayından itibaren görünmeye başlar. Kasım ortalarında da kar yağar. Yazın yağış alan Hanak, en sıcak günlerini Temmuz ayının yarısından Ağustos ortamlarına kadar devam eder. Sisli geçen gün sayısı oldukça fazladır. Tıpkı kapalı gün sayısının, güneşli gün sayısından fazla olması gibi.
Karasal iklime sahip yöremizde, çiğ ve kırağı da bölgede hemen hemen her gün görülmektedir.
Eskiden Meşe Ardahan diye söylenen Hanak çam ormanlarıyla kapalı olan bir yaylaydı. 18. Asırda çıkan bir orman hastalığı yüzünden kuruyup çıplak kalmıştır. Bu ormanın tek kalıntısı bugün bir koru halinde olan Selamverdi ve Avcılar mahalle hudutlarıyla ilçe merkezinin kuzeyindeki yamaçları kaplayan küçük bir sahadan başka Alaçam mahallesinin güney yamacındaki çamlıklardır. Bitki örtüsü çayır ve meralardır.
Mehmet Ali Arslan Yayınları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder